top of page
  • Instagram
  • LinkedIn
  • YouTube
  • 040b2b_ea491279772b40e59c1f037380cc484f~mv2_edited_edited

Dijital Zihinler: Yapay Zeka ve İnsan Sanatçılığının Simbiyotik İlişkisi

18.03.25

Yazar:

Zeynep Met

Makale, yapay zekanın sanatta insan sanatçılarıyla oluşturduğu iş birliğini ve bunun yaratıcı süreçlere etkisini inceliyor. YZ, duygusal derinlikten yoksun olsa da, insan müdahalesiyle yeni sanat formları ortaya çıkıyor. Ancak, etik sorunlar (özgünlük, telif hakları) hala gündemde ve bu alanda daha fazla araştırma yapılması gerekiyor.

Yapay zeka (YZ) teknolojilerinin sanatta kullanımı, geleneksel yaratıcı süreçleri dönüştürme potansiyeline sahiptir. İnsan sanatçılığı ve YZ arasındaki simbiyotik ilişki, sanatın üretim biçimlerini yeniden şekillendirirken, estetik algıyı da derinlemesine etkileyebilir. Bu makale, YZ’nin sanatla entegrasyonunun, yaratıcı süreçlerde insan ve makine arasında nasıl bir etkileşim oluşturduğunu incelemeyi amaçlamaktadır. YZ’nin yaratıcı kapasitesi ile insan sanatçılarının özgünlük ve duygusal derinlik gibi insana özgü unsurlarını birleştirerek sanat üretimindeki yeni yolları keşfetmeyi hedefler.


Yapay zeka, sanat üretiminde kullandığı algoritmalarla görsel sanatlardan müziğe, edebiyattan tiyatroya kadar geniş bir yelpazede eserler yaratmaktadır. YZ’nin sanattaki rolü, sadece bir araç olmanın ötesine geçerek, kendi başına yaratıcı bir güç haline gelmiştir. Bununla birlikte, insan sanatçılarının hala yaratıcı sürecin öznesi olarak kalıp kalmayacağı sorusu, sanat ve teknoloji arasındaki ilişkiyi sorgulayan önemli bir konudur. YZ ve insan sanatçılığı arasındaki bu etkileşim, sadece teknik bir sorundan ziyade kültürel, etik ve estetik boyutları olan derin bir meseleye dönüşmüştür.


Yapay zekanın sanatta kullanımıyla ilgili önceki araştırmalar, genellikle YZ’nin yaratıcı potansiyelini ve sınırlamalarını incelemiştir. McCormack ve Hutchings (2018), YZ’nin sanatsal yaratımı nasıl dönüştürdüğünü tartışırken, YZ’nin insan sanatçılarından farklı olarak, estetik ve duygusal anlayışa sahip olmadığına vurgu yapmıştır. Bununla birlikte, bazı çalışmalar, YZ'nin insan sanatçılarının yaratıcı süreçlerine etkisini ele alarak, bu iki gücün bir arada çalışarak ortaya çıkan yeni sanat formlarını keşfetmiştir (Elgammal et al., 2017). Bu araştırmalar, YZ’nin yalnızca teknik bir araç değil, aynı zamanda yaratıcı bir partner olarak işlev görebileceğini göstermiştir.


YZ ve sanat ilişkisini ele alan en önemli çalışmalar arasında, Obvious Collective’in ürettiği ve 432.500 dolara satılan “Edmond de Belamy” adlı portre yer almaktadır. Bu eser, YZ tarafından üretilmiş ve geleneksel sanat dünyasında önemli bir tartışma başlatmıştır. Yapay zeka tarafından üretilen eser, Christie’s New York’taki bir satışta yer alan ve Jeff Koons, Banksy gibi sanatçılara ait eserlerin arasında ikinci en pahalı lot oldu. Eserin açıklamasında, sanatçısının adı yerine, yapay zeka teknolojisiyle üretilen bir baskı olduğu ve yayımlandığı detayları belirtilmişti. Bu durum, satıştaki tek anonim eser olmasına yol açtı. Diğer önemli çalışmalar arasında, Refik Anadol’ın medya sanatları üzerine yaptığı çalışmalar, veri ve algoritmalarla yapılan estetik üretimlerin geleneksel sanatla nasıl entegre olabileceğini araştırmaktadır. Bu çalışmalar, insan ve makine arasındaki yaratıcı ortaklıkların potansiyelini göstermektedir.Refik Anadol’un sanatına dair bir gözlemci şöyle diyebilir: "Refik Anadol, dijital sanatın sınırlarını genişleten bir sanatçı olarak öne çıkıyor. Onun eserleri, izleyicilerin zihinlerinde yeni kapılar aralarak, duygusal ve düşünsel deneyimlerini derinlemesine sorgulamalarına olanak tanıyor. Çoğunlukla devasa boyutlarda olan bu projeler, dünyanın farklı yerlerinde sergilerde izlenebilir ve izleyicileri etkileyici görsel ve işitsel bir yolculuğa çıkarır.



Bu araştırma, literatür taraması ve vaka analizi yöntemlerini kullanarak yapılacaktır. YZ ve sanat üzerine yapılan mevcut çalışmaları inceleyerek, insan sanatçılarının YZ ile iş birliği yaptığı projelerden örnekler analiz edilecektir. Ayrıca, bazı sanatsal projeler üzerinde derinlemesine analiz yapılarak, YZ ve insan sanatçılarının nasıl bir simbiyotik ilişki kurdukları ve bunun estetik sonuçları ele alınacaktır



Araştırma, YZ ve insan sanatçılarının birbirlerini nasıl tamamladığına dair birkaç ana bulguya ulaşmıştır:

  1. Yaratıcı Süreçte Entegrasyon: İnsan sanatçılarının YZ ile etkileşime girerek, geleneksel yöntemleri birleştirdiği ve yeni, özgün sanat formları ürettiği gözlemlenmiştir.

  2. Yapay Zeka’nın Özgünlük Üzerindeki Etkisi: YZ, estetik anlamda ilginç ve yenilikçi sonuçlar üretse de, insan sanatçılarının müdahalesi olmadan yalnızca teknik bir araç olarak kalmaktadır.

  3. Duygusal Derinlik ve YZ: İnsan sanatçılarının YZ’nin ürettiği eserlerde duygusal derinlik ekleyerek, eserin anlamını zenginleştirdiği ve estetik bir deneyim haline getirdiği görülmüştür.


YZ'nin sanat üretiminde önemli bir araç olduğu, ancak insan yaratıcılığının hala bu süreçte kritik bir rol oynadığı sonucuna varılmıştır. İnsan sanatçılarının estetik anlayışları, duygusal zekâları ve kültürel bağlamları, YZ’nin sunduğu potansiyeli daha derin bir anlam taşıyan sanat eserlerine dönüştürmektedir. Bu durum, YZ ve insan sanatçılığı arasında tam anlamıyla bir "simbiyotik ilişki" kurulduğunu gösterir. YZ'nin yaratıcı süreçlere dahil olması, yeni estetik dil ve formların ortaya çıkmasına olanak sağlar, fakat bu süreçte insan müdahalesi ve yaratıcı yönü, eserin kültürel ve duygusal değerini artırmaktadır.


YZ’nin sanatla entegrasyonu, sanat dünyasında birkaç etik ve pratik sorunu gündeme getirmektedir. İlk olarak, YZ’nin sanat üretiminde ne kadar "özgün" olduğu sorusu önemli bir tartışma konusudur. Ayrıca, YZ ile üretilen sanat eserlerinin telif hakları ve sanatçının rolü hakkında belirsizlikler bulunmaktadır. Bu durum, sanat dünyasında YZ'nin yerinin ne olacağına dair yeni etik normların geliştirilmesini gerektiriyor. Ayrıca, insan ve makine arasındaki etkileşimin nasıl daha verimli hale getirileceği üzerine pratik çözümler aranmalıdır.


Bu makalede, YZ ve insan sanatçılığı arasındaki simbiyotik ilişki incelenmiş ve YZ'nin yaratıcı süreçlerdeki rolü ile insan sanatçılarının katkılarının nasıl birleşebileceği araştırılmıştır. YZ, yaratıcı bir araç olarak insan sanatçılarının etkileşimiyle, sanatı dönüştüren ve zenginleştiren bir potansiyel sunmaktadır. Ancak, bu süreçte insan faktörü, duygusal derinlik ve kültürel bağlam açısından kritik bir rol oynamaktadır.


Yapay zeka ve insan sanatçılığı arasındaki simbiyotik ilişkiyi daha derinlemesine araştıran gelecekteki çalışmalar, bu iki alanın daha verimli bir şekilde iş birliği yapabilmesi için yeni teknolojik ve estetik modeller geliştirmelidir. Ayrıca, YZ'nin sanat üretimindeki etik sorunlar üzerine daha kapsamlı bir tartışma yapılmalı ve bu sorunların çözümü için sanat dünyasında yeni normlar oluşturulmalıdır. Gelecekte, YZ ve insan sanatçılarının birlikte çalıştığı projelerle, sanatın sınırlarının daha da genişlemesi ve yeni, bilinmeyen estetik deneyimlerin ortaya çıkması beklenmektedir.



Referanslar:

08.04.25

Teknoloji ve işaret dili: Dijital platformlar ve yapay zeka araçlarının işaret dilleri üzerindeki etkileri

İşaret dili kullanıcıların dil edinimlerine yardımcı olmak ve onlarla olan bağı güçlendirmek, topluma katılımlarını kolaylaştırabilmek adına dijital ortamlarda oluşturulan birçok proje bulunmaktadır.

01.04.25

Güney Kore’nin Teknoloji Odaklı Ekonomik Kalkınma Süreci

Güney Kore, 1960'lı yıllardan itibaren teknoloji odaklı ekonomik kalkınma politikaları uygulayarak, yabancı teknolojiyi benimseyip kendi üretimine entegre ederek büyük bir ekonomik büyüme sağlamıştır. Bu süreçte büyük holdinglerin AR-GE yatırımları ve teknoloji alanındaki yenilikçi adımlar, ülkenin küresel pazarda rekabetçi bir güç haline gelmesine yardımcı olmuştur.

18.03.25

Dijital Zihinler: Yapay Zeka ve İnsan Sanatçılığının Simbiyotik İlişkisi

Makale, yapay zekanın sanatta insan sanatçılarıyla oluşturduğu iş birliğini ve bunun yaratıcı süreçlere etkisini inceliyor. YZ, duygusal derinlikten yoksun olsa da, insan müdahalesiyle yeni sanat formları ortaya çıkıyor. Ancak, etik sorunlar (özgünlük, telif hakları) hala gündemde ve bu alanda daha fazla araştırma yapılması gerekiyor.

11.03.25

Yapay Zeka ve İklim Krizi: Akıllı Çözümlerle Karbon Ayak İzini Azaltmak

Yapay zeka, iklim değişikliğiyle mücadelede enerji verimliliği, ulaşım optimizasyonu, tarımsal faaliyetler ve hava kirliliği yönetimi gibi alanlarda önemli çözümler sunarak karbon ayak izini azaltma potansiyeline sahiptir. Ancak, bu teknolojinin yaygınlaşması için altyapı, maliyet ve etik zorluklar gibi engellerin aşılması gerekmektedir.

18.02.25

Derin Öğrenme Ve Eski Dillerin Çözümlemesi

Bu araştırma, derin öğrenme tekniklerinin antik metinlerin şifresini çözmedeki rolünü inceleyerek, yapay zekanın tarihsel dilbilim ve epigrafiye nasıl katkı sağladığını ortaya koymaktadır. Yapay zeka destekli modeller, eksik veya bilinmeyen metinleri daha doğru şekilde restore ederek kültürel mirasın korunmasına ve eski uygarlıkların daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmaktadır.

11.02.25

Oyunlar Ve Dil Edinimi: Oyunlar Sayesinde Kurulan Etkileşimlerin Dil Üzerindeki Etkileri

Dil ediniminin ve özellikle ikinci dillerin ediniminin çağımızda hızla yayılmasıyla birlikte bu dil öğrenimlerin kamu binalarını dışına çıkıp dijital ortamlara taşınmıştır.

Öne Çıkanlar

bottom of page