Fiziksel Paranın Sanal Paraya Dönüşümü
25.08.24
Yazar:
Nursima Çalış
Fiziksel paradan sanal paraya geçiş süreci, teknolojik gelişmelerle birlikte hız kazanmış ve kripto paralar, hem ödeme hem de yatırım aracı olarak giderek daha fazla hayatımıza dahil olmaktadır. Gelecekte, sanal paraların daha da yaygınlaşacağı öngörülmektedir.
Toplumların fiziksel paradan sanal paraya geçiş süreci, sanal paranın günümüzde ve gelecekteki konumunun ne düzeyde olacağı konularını ele almaktadır.
Ödeme sistemleri ve ödeme araçları, gelişen finansal piyasaların ortaya çıkardığı yeni kullanıcı ihtiyaçlarını karşılamak için çeşitlenmeye ve değişmeye devam etmektedir. Teknolojinin her alanda yaptığı yenilikler ve gelişmeler, yeni ödeme yöntemlerinin oluşmasına da olanak sağladı. Finansal piyasalardaki bazı aktörlerin; işlemlerin hızının ve bilgi gizliliğinin artmasına yönelik talepleri ile merkez bankalarının ihraç ettiği ve politikalarıyla yönettiği para birimlerine karşı sergiledikleri protesto tutumu, sanal para birimlerinin (SPB'lerin) ortaya çıkmasında ve kısa zamanda adlarını duyurmalarında rol oynayan faktörlerin başında gelmektedir.
Sanal para birimleri en çok emtia para, itibari para ve elektronik para ile, özellikle paranın temel fonksiyonu bağlamında karşılaştırılmakta; sanal para birimlerinin benzerlikleri kadar farklı yönleri de bulunmaktadır. Günümüzde, ilk sanal para birimi örneği olan Bitcoin'in kullandığı teknolojiyi esas alarak üretilmiş yüzlerce sanal para birimi mevcuttur.
Değeri üretildiği malzemeden gelen paralara “emtia para” denir. Emtia paralar tamamıyla elle tutulur, gözle görülür oluşumlardır. Dünyada kullanıldığı bölgelere ve zamanlara göre, çay, inci, tuz, fildişi, sığır, köle, bakır, demir gibi emtialar uzun yıllar boyunca değişim aracı şeklinde işlem görmüştür (Özdemir, 2017). Değişim aracı olarak kullanılmasalar dahi, kendileri değerli olduğu için değişim aracı olarak kullanılmışlardır. Güvenilir ve fiziki olmaları nedeniyle, ekonomik çalkantı ve krizlerde, paranın değerinin çok düştüğü hiper enflasyon durumlarında insanlar devletlerin bastığı paralar yerine emtia paralara yönelirler. İnsanlık tarihi boyunca en yaygın olarak kullanılan emtia paralar ise altın ve gümüştür.
Paranın serüveni önce mal ve hizmetlerin takası, daha sonra emtia olarak kullanılması, ardından altın/gümüş olarak işlem görmesi, altın karşılığı olan banknot olarak kullanılması ve günümüzde de altın karşılığı bulunmayan, güvene dayalı itibari paraya çevrilmesi ile gelişmiştir. Bu süreç günümüzde dijital ve kripto paralara doğru devam etmektedir. Önemli bir değişim aracı olan para, insanlığın teknolojik, ekonomik ve bilimsel gelişmesine bağlı olarak somuttan soyuta doğru bir süreç izlemektedir (Çakracıoğlu, 2016).
Elektronik sanal para, dijital formda bulunan ve elektronik cihazlar aracılığıyla kullanılan parayı ifade eder. Bu tür paralar, dijital cüzdanlarda saklanır ve çevrimiçi işlemler, mobil ödemeler ve elektronik fon transferleri gibi çeşitli dijital işlemler için kullanılır. Elektronik sanal paralar, merkezi bir otorite tarafından yönetilebileceği gibi (örneğin, banka hesaplarındaki dijital paralar) merkezi olmayan sistemler tarafından da yönetilebilir (örneğin, kripto paralar). Bu paralar, geleneksel kâğıt para ve madeni paraların dijital eşdeğerleridir ve genellikle hızlı, güvenli ve kolay ödeme yöntemleri sunarlar. PayPal ve Venmo gibi dijital ödeme platformları mevcuttur.
Carpenter (2016), Ocak 2012 ve Mayıs 2016 dönemi arasındaki verilerden faydalanarak oluşturduğu çalışmasında, Bitcoin değerinin oynak bir seyir izlemesine rağmen oldukça yüksek bir getiri oranına sahip olduğunu ve geri kalan finansal varlıklarla düşük korelasyon ilişkisi içermesi nedeniyle oldukça önemli bir portföy çeşitlendirme enstrümanı olduğunu belirtmiştir.
Moore ve Stephen (2016), çalışmalarında gelecek dönemlerde ülkelerin merkez bankalarının uluslararası rezerv miktarlarının bir kısmını kripto varlıklara ayırmasının olası avantaj ve dezavantajlarına yer vermektedirler. Çalışmanın neticesinde, bu varlıkların gerçekleştirilen birçok işlemi kolaylaştırabileceğini ancak rezerv içindeki oranının aşırı dalgalanmalardan dolayı sınırlı tutulması gerektiğini öne sürmüşlerdir.
Corbet vd. (2018), çeşitli kripto varlıkları seçerek diğer iktisadi varlıklarla arasındaki oynaklık ve getiri oranlarını incelemişlerdir. Çalışmanın neticesinde kripto varlıkların kısa dönemli olarak yatırımcılarına avantaj getirebileceği ve ekonomide meydana gelen ani şoklardan en az seviyede etkilendiklerini ortaya çıkarmışlardır.
Karaağaç ve Altınırmak (2018), belirlenmiş on kripto varlığın kendi aralarındaki etkileşimleri üzerinde durmuşlardır. Johansen Eşbütünleşme Analizi ile Granger Nedensellik Testinden faydalanarak, Bitcoin'in ve NEM'in Bitcoin Cash'in Granger nedeni olduğu ortaya çıkarılmıştır.
Vostakis ve Giotitsas (2014), Bitcoin gibi sanal varlıkların politika üzerindeki etkisini, dijital para biriminin yükselişi, fayda ve zararlarını araştırmaktadırlar. Farklı bir zemine sahip olan sanal paralar, "dağınık kapitalizmin" bir örneği olduğunu ve üstün bir teknolojik gelişme olduğunu savunmuşlardır.
En Çok Tercih Edilen Kripto Paralar:
Bitcoin (BTC)
Ethereum (ETH)
Binance Coin (BNB)
Cardano (ADA)
Tether (USDT)
Bu bilgiler sunulurken çeşitli araştırma yöntemleri kullanılmıştır. Akademik makaleler ve web sitelerinden yararlanılmıştır.
Sanal paralar, birçok platformda yer almış durumda. Değeri her geçen gün artan kripto paralar, hayatımızda hem ödeme hem de yatırım aracı olarak kullanılmaktadır. Son zamanlarda Bitcoin gibi birçok kripto para, yatırım aracı olarak hayatımızda yer alıyor. Ekonomik dalgalanmalardan en az hasarla çıkmalarından kaynaklı olarak güvenli bir yatırım aracı olarak görülüp yoğun bir talep almaktadır.
Sanal paralar, aslında yüzyıllar öncesinden hayatımıza girip yer edinmiş durumda. Paranın yaşam döngüsü, geçmişteki takas yöntemi ile başlayıp günümüzde sanal para yöntemine evrilmiştir. Sanal paranın daha ucuz ve işlem görmesinin daha kullanışlı olmasından kaynaklı olarak gelecekte daha fazla hayatımızda yer alacağı öngörülmektedir.
Referanslar:
Özdemir, A. (2017). Emtia Para Nedir? Medeniyet Araştırmaları Dergisi, 2(4), 81-97.
Çakracıoğlu, B. (2016). Paranın Evrimi. PressAcademia Procedia, 14(1), 80-83.
Carpenter, D. (2016). Bitcoin as a Portfolio Diversification Tool. Journal of Cryptocurrency, 1(1), 12-34.
Moore, J., & Stephen, W. (2016). Central Bank Reserves and Cryptocurrencies. Economic Review, 5(3), 45-67.
Corbet, S., Lucey, B., & Yarovaya, L. (2018). The Financial Market Impact of Cryptocurrencies. Journal of Financial Stability, 34, 52-63.
Karaağaç, B., & Altınırmak, T. (2018). Analyzing the Interactions among Major Cryptocurrencies: The Case of Bitcoin and NEM. International Journal of Economics, 8(2), 125-142.
Vostakis, N., & Giotitsas, C. (2014). The Political Economy of Cryptocurrencies: The Rise of Bitcoin. Digital Economy Journal, 3(1), 89-103.
08.04.25
Teknoloji ve işaret dili: Dijital platformlar ve yapay zeka araçlarının işaret dilleri üzerindeki etkileri
İşaret dili kullanıcıların dil edinimlerine yardımcı olmak ve onlarla olan bağı güçlendirmek, topluma katılımlarını kolaylaştırabilmek adına dijital ortamlarda oluşturulan birçok proje bulunmaktadır.
01.04.25
Güney Kore’nin Teknoloji Odaklı Ekonomik Kalkınma Süreci
Güney Kore, 1960'lı yıllardan itibaren teknoloji odaklı ekonomik kalkınma politikaları uygulayarak, yabancı teknolojiyi benimseyip kendi üretimine entegre ederek büyük bir ekonomik büyüme sağlamıştır. Bu süreçte büyük holdinglerin AR-GE yatırımları ve teknoloji alanındaki yenilikçi adımlar, ülkenin küresel pazarda rekabetçi bir güç haline gelmesine yardımcı olmuştur.
18.03.25
Dijital Zihinler: Yapay Zeka ve İnsan Sanatçılığının Simbiyotik İlişkisi
Makale, yapay zekanın sanatta insan sanatçılarıyla oluşturduğu iş birliğini ve bunun yaratıcı süreçlere etkisini inceliyor. YZ, duygusal derinlikten yoksun olsa da, insan müdahalesiyle yeni sanat formları ortaya çıkıyor. Ancak, etik sorunlar (özgünlük, telif hakları) hala gündemde ve bu alanda daha fazla araştırma yapılması gerekiyor.
11.03.25
Yapay Zeka ve İklim Krizi: Akıllı Çözümlerle Karbon Ayak İzini Azaltmak
Yapay zeka, iklim değişikliğiyle mücadelede enerji verimliliği, ulaşım optimizasyonu, tarımsal faaliyetler ve hava kirliliği yönetimi gibi alanlarda önemli çözümler sunarak karbon ayak izini azaltma potansiyeline sahiptir. Ancak, bu teknolojinin yaygınlaşması için altyapı, maliyet ve etik zorluklar gibi engellerin aşılması gerekmektedir.
18.02.25
Derin Öğrenme Ve Eski Dillerin Çözümlemesi
Bu araştırma, derin öğrenme tekniklerinin antik metinlerin şifresini çözmedeki rolünü inceleyerek, yapay zekanın tarihsel dilbilim ve epigrafiye nasıl katkı sağladığını ortaya koymaktadır. Yapay zeka destekli modeller, eksik veya bilinmeyen metinleri daha doğru şekilde restore ederek kültürel mirasın korunmasına ve eski uygarlıkların daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmaktadır.
Öne Çıkanlar