Yapay Zeka ve Çok Dillilik: Yapay zekanın dijital ortamda çok dilliliği teşvik edici rolü ve etkileri
31.12.24
Yazar:
İrem Erdönmez
Dijital çağın ürettiği ve şuan da dünya çapında milyonlarca kullanıcısı bulunan AI platformların (ChatGPT, Microsoft Copilot, Claude vb.) kullanıcılarının farklı kültür ve dillere sahip bireylerden oluştuğu bu çoklu dil ortamında çok dilliliğin ortaya çıkması kaçınılmazdır.
Gelişen teknoloji ve yeni üretilen AI modellerle birlikte bu sanal ortamlarda bulunan kullanıcılarının sahip olduğu farklı dillerin bu dil havuzunda bulunan her kullanıcıyı pasif bir dil öğrencisi yapmakta kalmayıp aynı zamanda çok dilli (multilingual) fikrini aşılamaktadır. Bu kullanıcılar sanal ortamlarda kendi ana dillerini kullanmanın yanında başka dilleri öğrenebilecekleri birer öğretmen-öğrenci ilişkisinde bulunurlar. Yapay zekanın kullanıcılarına sunduğu bu ortamda, AI botlarını dil öğrenmek adına kullanabileceğimiz bir ortamı kullanıcılarına sağlamaktadır. Bu da her kullanıcının kendi evinde herhangi bir dil üzerinde uzmanlaşmasının yolunu açıp çok dillilik kavramına olumlu bir katkısı bulunmaktadır. Bir veri girişi ile AI botlarıyla sohbet edebilir oluşu ve bu sohbeti yönlendirilebilmesi dil öğrenimi açısından oldukça yararlı bir sanal kaynak oluşturmasıyla birlikte dillerin dört özelliğini (konuşma, dinleme, okuma, yazma) birden çalıştırıp gerçek bir dil öğrenme ortamı oluşturulmasına da yön vermiştir.
Bu sanal ortamlarda oluşturulabilecek bireysel ve grup dil sınıflarıyla birçok kişinin başka kültürleri öğrenme ve dil becerilerini geliştirmenin yanında bu ortamlarda aynı zamanda akranın akrana öğretmesini destekleyerek dil öğrenimine pekiştirici bir özellik katmaktadır.
(Schneider, 2022) ’in “Çok Dillilik ve Yapay Zeka: Dijital Kapitalizm Çağında Dilin Düzenlenmesi” adlı makalesinde, “Günümüz toplumlarında işaretlerin incelenmesi ticari dil teknolojilerinin rolünü göz ardı edemez. Makine çevirisi ve otomatik yazım denetiminden sesli asistanların kullanımına kadar, dil teknolojileri pek çok insanın, özellikle de baskın sosyal konumlara sahip olan ve işi içerik, değer ve bilgi yaratmak olanların hayatında her yerde mevcuttur.” İfadesiyle birlikte bu makale, dijital dil teknolojisi ile çok dillilik, dil çeşitliliği ve dil prestijiyle ilgili dilin üst göstergebilimsel yorumları arasındaki karşılıklı ilişkilere odaklanmaktadır. Dilleri söylemsel yapılar olarak inceliyor ve medya teknolojisinin dil ideolojisini şekillendirmedeki rolünü gözden geçirerek yazı ve matbaanın modern dil kavramları üzerinde çok önemli bir etkiye sahip olduğunu gösteriyor.
(Lindsey Braisted, 2024) ’ın “Çok Dilli Öğrenenleri Desteklemede Yapay Zekanın Gücü” adlı makalesinde ise ChatGPT veya Gemini gibi mevcut üretken yapay zeka sohbet robotları, bu görevde zamandan ve hayal kırıklığından tasarruf sağlayabilir. Sohbet robotuna ders hedeflerinizi sağlamanız ve ardından yapay zekadan öğrencinizin dil düzeyine ve sınıf düzeyine göre dil hedefleri oluşturmasını istemeniz yeterlidir fikrini savunmuştur.
AI bazlı oluşturulmuş bu ortamların çoklu dil öğretimi ve öğrenimi üzerindeki etkilerini ve kapsamını araştırabilmek için bu makalede gözleme ve kullanıcıların bireysel yorumlarından yararlanılmıştır. Literatür taraması ve makaleler ile bu gözlemler daha da somutlaştırılmış olup çoklu dillerin kullanımının ve bu kullanımların başarı düzeyleri bu taramalar ile tamamlanmıştır.
Her bir sanal kullanıcının birer pasif dil öğrencisi olduğu ve bu öğrenmelerin aynı ortamlarda oluşturulan amaçlı ve hedefli kurulan bir sınıfta bu öğrenmelerin daha da anlamlandırılabileceği gözlenmiştir. Bu öğrenmelerin desteklenmesi akranlar ve bireysel şekilde sağlanabileceği de ortaya konulmuştur. Yapay destekli oturumlarda bulunan kullanıcıların bu ortamları kullanma amaçları doğrultusunda çok dilli bir gelecek neslin kurulmasında bu teknolojilerin önemli birer rolü olduğu görülmüştür.
Sanal ortamların kullanımının tamamen kullanıcının isteği ve amaçlarına göre şekillenmesinden dolayıdır ki dil öğrenimi desteklense bile çoklu dil kullanıcılarının oluşması her kullanıcı için geçerli olamayabilmektedir. Kullanıcıların pasif bir şekilde dil öğrenmelerinin yanı sıra aktif beyni uyarmadıkları müddetçe sadece pasif şekilde dil öğrenimi hem zaman almakta hem de kişilerin kendi yetenek ve becerilerine göre çok dilliliğin oluşmasının olasılığını azaltacak faktörlerdir.
Kullanıcıların bulundukları bu ortamların bilinçli bir şekilde kullanımı ile çoklu dil öğreniminin ve aynı zamanda bu ortamlarda farklı dillerin öğreniminin önü açılmış olur. Dil öğrenme amacı dışındaki kullanıcıların farklı dil kullanıcılarıyla bir arada olacağı düşünülürse pasif öğrenmeden kaçınmak bu ortamlarda neredeyse imkansız denilebilmektedir ancak çoklu dil toplumları oluşturabilmek için pasif dinlemenin yetersiz olduğu da açıktır. Kullanıcıların amaçları ve istekleri doğrultusunda yapay zeka araçlarını kullanmalarıyla birlikte dil öğrenimi ve dil öğretiminin okul dışında da sürdürülebilir olması ön sürülmektedir.
Referanslar:
Lindsey Braisted, N. B. (2024). The Power of Artificial Intelligence in Supporting Multilingual Learners. International Literacy Association .
Schneider, B. (2022). Multilingualism and AI: The Regimentation of Language in the Age of Digital Capitalism . ResearchGate, 1-2.
08.04.25
Teknoloji ve işaret dili: Dijital platformlar ve yapay zeka araçlarının işaret dilleri üzerindeki etkileri
İşaret dili kullanıcıların dil edinimlerine yardımcı olmak ve onlarla olan bağı güçlendirmek, topluma katılımlarını kolaylaştırabilmek adına dijital ortamlarda oluşturulan birçok proje bulunmaktadır.
01.04.25
Güney Kore’nin Teknoloji Odaklı Ekonomik Kalkınma Süreci
Güney Kore, 1960'lı yıllardan itibaren teknoloji odaklı ekonomik kalkınma politikaları uygulayarak, yabancı teknolojiyi benimseyip kendi üretimine entegre ederek büyük bir ekonomik büyüme sağlamıştır. Bu süreçte büyük holdinglerin AR-GE yatırımları ve teknoloji alanındaki yenilikçi adımlar, ülkenin küresel pazarda rekabetçi bir güç haline gelmesine yardımcı olmuştur.
18.03.25
Dijital Zihinler: Yapay Zeka ve İnsan Sanatçılığının Simbiyotik İlişkisi
Makale, yapay zekanın sanatta insan sanatçılarıyla oluşturduğu iş birliğini ve bunun yaratıcı süreçlere etkisini inceliyor. YZ, duygusal derinlikten yoksun olsa da, insan müdahalesiyle yeni sanat formları ortaya çıkıyor. Ancak, etik sorunlar (özgünlük, telif hakları) hala gündemde ve bu alanda daha fazla araştırma yapılması gerekiyor.
11.03.25
Yapay Zeka ve İklim Krizi: Akıllı Çözümlerle Karbon Ayak İzini Azaltmak
Yapay zeka, iklim değişikliğiyle mücadelede enerji verimliliği, ulaşım optimizasyonu, tarımsal faaliyetler ve hava kirliliği yönetimi gibi alanlarda önemli çözümler sunarak karbon ayak izini azaltma potansiyeline sahiptir. Ancak, bu teknolojinin yaygınlaşması için altyapı, maliyet ve etik zorluklar gibi engellerin aşılması gerekmektedir.
18.02.25
Derin Öğrenme Ve Eski Dillerin Çözümlemesi
Bu araştırma, derin öğrenme tekniklerinin antik metinlerin şifresini çözmedeki rolünü inceleyerek, yapay zekanın tarihsel dilbilim ve epigrafiye nasıl katkı sağladığını ortaya koymaktadır. Yapay zeka destekli modeller, eksik veya bilinmeyen metinleri daha doğru şekilde restore ederek kültürel mirasın korunmasına ve eski uygarlıkların daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmaktadır.
Öne Çıkanlar