Yapay Zeka İle Covid-19 Sonrası Ruh Sağlığı Destek Si̇stemleri
28.01.25
Yazar:
Neris Öncü
COVID-19 sonrası dönemde, yapay zeka destekli ruh sağlığı sistemleri bireylere kişiselleştirilmiş ve erişilebilir destek sağlama potansiyeline sahiptir. Ancak, veri güvenliği, etik sorunlar ve dijital okuryazarlık gibi zorluklar, bu sistemlerin yaygın kullanımını engelleyebilir.
COVID-19 pandemisi, bireylerin psikolojik sağlık durumunu olumsuz etkileyen stres, belirsizlik ve izolasyon gibi faktörlerin artmasına neden olmuştur. Depresyon, anksiyete ve travma sonrası stres bozukluğu gibi rahatsızlıklar dünya genelinde yükselmiştir. Ruh sağlığı hizmetlerine yönelik talebin artmasıyla birlikte, dijital teknolojilerin sunduğu yeniliklerin, bireyler üzerindeki etkisinin, veri güvenliği ile gizlilik kaygılarının ve etik konuların ele alınarak ruh sağlığı alanında daha güvenilir ve erişilebilir çözümler geliştirilmesi hedeflenmektedir.
COVID-19 pandemisi, dünya genelinde ruh sağlığını olumsuz etkileyen bir kriz yaratmıştır. Pandeminin getirdiği belirsizlik, izolasyon ve kaygı nedeniyle depresyon, anksiyete gibi ruhsal rahatsızlıklar artış göstermiştir. Yapay zeka, bu ihtiyaçlara yanıt vermek için ruh sağlığı alanında güçlü bir destek aracı olarak öne çıkmaktadır. Örneğin, yapay zeka destekli chatbotlar ve duygusal analiz sistemleri, bireylerin kaygı ve stres belirtilerini erken aşamada tespit edebilir ve kişiye özel destek sunabilir. [1]
Frontiers in Psychology'de yayınlanan bir araştırma, COVID-19'un yol açtığı ruh sağlığı sorunlarının tanınması ve yönetilmesinde yapay zekâ tabanlı araçların potansiyelini ele alıyor. Bu çalışmada, yapay zekâ destekli çözümlerin psikolojik riskleri öngörme ve erken müdahaleyi sağlama konusundaki etkinliği tartışılmaktadır. [6]
Psychiatric Times dergisinde yayımlanan bir makale, yapay zekanın psikiyatri alanındaki dönüştürücü etkisini tartışmıştır. Yapay zekanın, özellikle nadir ruh sağlığı hastalıklarının teşhisinde doğruluk oranını artırma potansiyeline sahip olduğu belirtilmiştir. Bununla birlikte, verilerin kalitesi, şeffaflık ve yapay zeka modellerindeki olası önyargılar gibi endişelerin, klinik uygulamalarda daha geniş bir şekilde benimsenmeden önce ele alınması gerektiği vurgulanmıştır. [7]
COVID-19'un ruh sağlığı üzerindeki etkilerini ve yapay zekanın bu alanda nasıl yardımcı olabileceğini araştıran önceki çalışmalar, pandeminin yarattığı ruhsal rahatsızlıkların boyutunu ve bu rahatsızlıkları önlemeye yönelik yapay zeka çözümlerini ele almıştır. Örneğin, Frontiers’da yayımlanan bir çalışma, COVID-19 sonrası dönemde hastaların ruh sağlığı risklerini erken tespit etmek için yapay zeka destekli tanı ve izleme araçlarının önemine vurgu yapmaktadır. Bu araçlar, hasta değerlendirmelerinde insan kaynaklı hataları azaltmaya yardımcı olurken, yüksek riskli bireyleri belirleyerek erken müdahale olanağı sağlamaktadır (Frontiers, 2021). [2]
IEEE Xplore'da yayımlanan bir diğer araştırma ise, yapay zeka destekli dijital ruh sağlığı uygulamalarının pandeminin ardından artan ruh sağlığı taleplerine nasıl yanıt verdiğini inceliyor. Çalışma, bu uygulamaların ruh sağlığı desteği sağlarken veri güvenliği, gizlilik ve etik konulara dikkat edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Dijital sağlık hizmetlerinde AI destekli çözümler, geniş kitlelere ulaşmak için bir fırsat sunarken, kullanıcı güvenliği ve etik sorumluluklar da göz önünde bulundurulmalıdır (IEEE Xplore, 2024). [3]
COVID-19'un dijital sağlık sistemleri ve yapay zekâ ile ruh sağlığı tedavisine olan etkisi geniş bir şekilde ele alınmıştır. McKinsey'nin analizlerine göre, pandemi sürecinde tele-sağlık kullanımı önceki yıllara göre yaklaşık 38 kat artmıştır. Bu artış, dijital teknolojilerin ve AI uygulamalarının özellikle ciddi ruh sağlığı sorunları olan hastalara sağladığı potansiyeli gözler önüne sermektedir. Örneğin, dijital biyobelirteçler ve doğal dil işleme gibi AI tabanlı yaklaşımlar, kişilerin uyku düzeni veya sosyal etkileşimlerindeki değişiklikleri izleyerek erken uyarı sistemleri olarak kullanılabilir. Bu tür uygulamalar, ruh sağlığı sorunlarının daha iyi tanınması ve müdahalelerin zamanında yapılması için önemli bir potansiyel taşımaktadır (JAMA Network, Psychology Today). [4] [5]
Çalışmada betimsel nitelikte ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Veri toplama için yapay zekanın covid-19 sürecinde psikoloji ile ilişkili gücel kaynaklar ve çalışmalar incelenmiş, gözden geçirilmiştir.
1.Dijital Sağlık Hizmetlerinin Artışı ve Etkinliği: Pandemi süreci, dijital sağlık hizmetlerinin hızlı bir şekilde yayılmasına neden olmuştur. Yapay zeka destekli uygulamalar, bireylere daha hızlı ve kişiselleştirilmiş ruh sağlığı desteği sunabilme potansiyeline sahiptir. Özellikle, tele-sağlık hizmetlerinin artmasıyla, AI teknolojilerinin terapötik süreçlerde kullanımı daha da yaygınlaşmıştır. Bu durum, özellikle yüz yüze terapiye erişim imkanı kısıtlı olan bireyler için büyük bir avantaj sağlamaktadır
2.Erişim ve Uygulama Zorlukları: Yapay zekanın ruh sağlığı alanındaki potansiyeli büyük olsa da, bazı zorluklar da bulunmaktadır. Özellikle, dijital araçların herkes için erişilebilir olmaması ve bu sistemlerin doğru şekilde çalışabilmesi için gereken eğitim ve altyapının eksikliği, kullanımda sınırlamalara yol açmaktadır. Ayrıca, AI sistemlerinin doğru ve adil çalışabilmesi için verilerin kalitesi ve güvenliği büyük önem taşımaktadır
3.Veri Güvenliği ve Etik Endişeler: Yapay zeka destekli sistemlerin kullanımı, veri güvenliği ve etik sorunları da gündeme getirmiştir. AI, kişisel ve hassas verilere dayalı olarak çalıştığı için, kullanıcıların gizliliği ve verilerin doğru şekilde korunması kritik bir öneme sahiptir. Ayrıca, yapay zeka algoritmalarının önyargı içermemesi ve tüm bireylere eşit şekilde hizmet sunması gerektiği vurgulanmıştır
Yapay zeka destekli ruh sağlığı sistemlerinin COVID-19 sonrası dönemdeki potansiyeli büyük olsa da, bazı zorluklar ve endişeler de bulunmaktadır. Yapay zeka teknolojilerinin, dijital sağlık hizmetlerinin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlaması, özellikle kriz dönemlerinde önemli bir avantaj sunmuştur. Ancak, dijital okuryazarlık, altyapı eksiklikleri ve erişim eşitsizlikleri gibi engeller, bu hizmetlerin herkes için aynı derecede erişilebilir olmasını engellemektedir.
Etik Ve Pratik Sonuçlar
Yapay zekanın ruh sağlığı alanında kullanımı, özellikle kişisel ve hassas verilerin işlenmesi açısından etik sorunları gündeme getirmektedir. Bu, kullanıcıların gizliliğini koruma, verilerin güvenliğini sağlama ve algoritmalardaki önyargıları ortadan kaldırma gerekliliğini ortaya koyar. AI sistemlerinin ruh sağlığı tanıları yaparken doğru, adil ve şeffaf olması önemlidir. Ayrıca, bu sistemlerin insanların psikolojik durumlarına müdahale ederken etik sınırları belirlemek, insan hakları ve bireysel özgürlükler konusunda dikkatli olunmasını gerektirir. [8]
COVID-19 sonrası ruh sağlığı desteğinde yapay zeka teknolojilerinin kullanımı, önemli bir potansiyele sahip olsa da, başarılı bir şekilde uygulanabilmesi için çeşitli etik ve pratik engellerin aşılması gerekmektedir. Yapay zekanın, dijital sağlık hizmetlerini erişilebilir kılması, özellikle kriz dönemlerinde büyük bir avantaj sunmakta, ancak dijital okuryazarlık ve altyapı eksiklikleri gibi sorunlar bu teknolojilerin herkese eşit şekilde ulaşmasını engelleyebilir.
Referanslar:
[1] AXA (Ağustos 1, 2020) “Covid-19 - Health Systems Response, Role of Data and AI and Mental Health Effects”
[2] Frontiers (Aralık 28, 2021) “AI-Based Prediction and Prevention of Psychological and Behavioral Changes in Ex-COVID-19 Patients
[3] IEEE Xplore (-) “AI-Based and Digital Mental Health Apps: Balancing Need and Risk”
[4] Jama Network (Mayıs 3, 2024) “One Day, AI Could Mean Better Mental Health for All”
[5] Psychology Today (Temmuz 27, 2021) “One Day, AI Could Mean Better Mental Health for All”
[6] Frontiers (Aralık 28, 2021) “AI-Based Prediction and Prevention of Psychological and Behavioral Changes in Ex-COVID-19 Patients”
[7] Psychiatric Times (Mart 12, 2024) “AI in Psychiatry: Changing the Landscape of Mental Health Care”
[8] WHO (Şubat 6, 2023) “Artificial intelligence in mental health research: new WHO study on applications and challenges”
Teknoloji ve Sağlık Son Yazılar
28.01.25
Yapay Zeka İle Covid-19 Sonrası Ruh Sağlığı Destek Si̇stemleri
COVID-19 sonrası dönemde, yapay zeka destekli ruh sağlığı sistemleri bireylere kişiselleştirilmiş ve erişilebilir destek sağlama potansiyeline sahiptir. Ancak, veri güvenliği, etik sorunlar ve dijital okuryazarlık gibi zorluklar, bu sistemlerin yaygın kullanımını engelleyebilir.
13.10.24
Yapay Zeka İle Pandemi Yönetimi
Yapay zeka, pandemi yönetiminde salgınların yayılmasını öngörme, sağlık sistemlerini optimize etme ve aşı geliştirme süreçlerini hızlandırma konularında önemli katkılar sağlar. Bu teknoloji, sağlık krizlerine karşı daha hızlı ve etkili çözümler sunarak hem mevcut hem de gelecekteki salgınları yönetmede kritik bir rol oynar.
27.08.24
Yapay Zekanın İnsan Zekasına Psikoterapotik Yaklaşımı
Yapay zeka, psikoloji alanında bilişsel modelleme, duygu algılama ve davranış modellemesi gibi konularda yeni fırsatlar sunarken, etik ve pratik sonuçlar göz önünde bulundurularak dikkatli bir şekilde uygulanması gerektiği vurgulanmaktadır. Bu teknolojinin, insan zihni ve davranışlarını anlamada devrim niteliğinde ilerlemelere yol açacağı öngörülmektedir.
13.07.24
Teknoloji ve Yapay Zekanın Diyabet Üzerindeki Olumlu Etkisi
Yapay zeka destekli sistemler ve mobil uygulamalar, diyabet hastalarının glikoz seviyelerini izlemeyi ve yönetmeyi kolaylaştırarak kişiselleştirilmiş tedavi imkanı sunmaktadır. Bu teknolojik ilerlemeler, hastaların yaşam kalitesini artırmayı ve diyabet yönetimini daha etkin hale getirmeyi amaçlamaktadır.
Öne Çıkanlar